BASILI YAYINLARDA TEKZİP HAKKI

,
Basılı Yayınlarda Tekzip Hakkı

BASILI YAYINLARDA TEKZİP HAKKI

Basın özgürlüğü, çağdaş demokrasilerin temel yapı taşlarından biri olarak kabul edilmektedir. Demokratik bir toplumda basının asli fonksiyonu kamuoyunu ilgilendiren konularda haber vermek, kamuoyu adına denetim yapmak ve değerlendirmelerde bulunmak ve kamuoyu oluşturmaktır. Basın kuruluşlarına tanınan anayasal güvenceler kapsamında sağlanan koruma, gazetecilerin mesleki sorumluluklarıyla uyumlu davranmaları ve kamusal yarar çerçevesinde hareket etmeleri koşuluna bağlıdır. Bu bağlamda, bireylerin onur, şeref ve haysiyetlerini zedeleyici veya gerçeğe aykırı yayınlara karşı korunmasını amaçlayan “düzeltme ve cevap hakkı” –diğer adıyla tekzip hakkı– Anayasa’nın 32. maddesiyle düzenlenmiştir. Tekzip kurumu, bir yandan haberleşme özgürlüğünün kötüye kullanılmasını önlemeyi hedeflerken, diğer yandan da basının toplumsal görevini amacına uygun şekilde yerine getirmesini güvence altına alan anayasal bir mekanizma işlevi görmektedir.

Cevap ve düzeltme hakkı, bir kişinin saygınlığına, onuruna, şeref ve itibarına müdahale eden veya gerçeğe aykırı olan bir yayının yapılması durumunda aleyhine yayın yapılan kimsenin bu yayına cevap vermek ve düzeltmeyi istemek hakkıdır. Bu hak ile kişi;  saygınlığına, onuruna, şeref ve itibarına medyanın verdiği zararlara karşı kendini korumaktadır.

Hakkında gerçeğe aykırı, kişilik haklarını—özellikle şeref ve haysiyetini—zedeleyici nitelikte yayın yapılan birey, bu duruma karşı cevap ve düzeltme hakkını kullanarak kendisini savunma imkânına sahiptir. Bu hak, ilgili kişiye, kamuoyuna yönelik olarak söz konusu yayındaki bilgi veya iddiaların gerçeğe aykırı yönlerini açıklama ve düzeltme yapma fırsatı sunar.

Tekzip hakkının kullanım biçimi, ilgili yayının türüne ve yayınlandığı mecraya göre farklılık göstermektedir. İşbu yazı, gazete ve dergilerde yer alan yayınları kapsamaktadır. Radyo, televizyon ve internet ortamındaki yayınlara ilişkin tekzip hakkı ise diğer yazılarımızda ayrıntılı olarak ele alınacaktır.

Tekzip hakkı, yalnızca süreli yayınlar bakımından kullanılabilen bir haktır. Günlük, haftalık veya belirli periyotlarla yayımlanan gazeteler; haftalık, aylık ya da yıllık yayımlanan dergiler ile haber ajanslarınca hazırlanan bültenler, hukuken süreli yayın kapsamında değerlendirilir.

A-) Tekzip Hakkı Kimler Tarafından Kullanabilir?

Gazete, dergi haberlerine (yayınlarına) karşı düzeltme ve cevap hakkı (tekzip) yolu 5187 Sayılı Basın Kanunu’nda düzenlenmiştir. 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 14/1 maddesinde yer alan tekzip hakkına yayından “zarar gören kişilerin” başvurabileceği düzenlenmiştir. Bu bağlamda, söz konusu hak yalnızca gerçek kişilere değil, aynı zamanda tüzel kişilere de tanınmıştır. Böylece, kişilik hakları ihlal edilen şirketler, dernekler veya vakıflar da bu yola başvurabilir. Öte yandan, düzeltme ve cevap hakkına sahip olan kişinin vefatı durumunda, mirasçılarından biri tarafından da kullanılabilir.

B-) Düzeltme ve Cevap Metninde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Nelerdir?

Düzeltme ve cevap hakkının kullanılabilmesi için, öncelikle tekzip edilmek istenen yazının yayım tarihinden itibaren iki ay içerisinde, düzeltme ve cevap metninin ilgili süreli yayının sorumlu müdürüne tebliğ edilmesi gerekmektedir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında, tebligatın yalnızca yazı işleri müdürüne yapılması ve cevap yazısının yayımlanmaması hâlinde, sorumlu müdür açısından cezai sorumluluğun doğmayacağı kabul edilmektedir. Dönemsel yayınlarda birden fazla sorumlu müdürün bulunması hâlinde, düzeltmeye konu olan içeriğin yer aldığı bölümden sorumlu müdürün muhatap alınması gerektiği ifade edilmektedir.

Düzeltme ve cevap yazısında, bu talebe neden olan yayının açıkça belirtilmesi zorunludur. Ayrıca cevap metni, ilgili olduğu içerikten daha uzun olamaz. Eğer tekzip konusu olan yazı, resim veya karikatür yirmi satırdan az ise, düzeltme ve cevap yazısı otuz satırı geçemez.

Kişinin tekzip hakkından etkili biçimde yararlanabilmesi için, cevap ve düzeltme metnini hazırlarken ve muhatabına iletirken son derece dikkatli davranması gerekir. Metnin içeriği, hem hukuki sınırlamalara uygun olmalı hem de yeni bir cevap ve düzeltme talebine yol açmayacak nitelikte düzenlenmelidir. Bu kapsamda, gönderilecek metin suç teşkil eden ifadeler içermemeli; ayrıca üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine zarar vermemelidir.

Usulüne uygun olarak gönderilmiş düzeltme ve cevap yazısı, sorumlu müdür tarafından hiçbir ekleme veya değişiklik yapılmaksızın yayımlanmak zorundadır. Günlük süreli yayınlarda, metnin alındığı tarihten itibaren en geç üç gün içinde; diğer süreli yayınlarda ise yazının tesliminden sonraki ilk sayıda yayımlanması gereklidir. Ayrıca, düzeltme ve cevap yazısı, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, aynı puntolarla ve benzer biçimde yayımlanmalıdır. İnternet haber sitelerinde ise zarar gören kişinin düzeltme ve cevap yazısını; sorumlu müdür, hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç bir gün içinde, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, URL bağlantısı sağlanmak suretiyle, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak zorundadır.

C-) Tebliğ Edilen Yazı Yayımlanmazsa Hangi Yol İzlenebilir?

Cevap ve düzeltme yolu, ceza hukukuna özgü bir nizasız (çekişmesiz) yargılama faaliyetidir. Düzeltme ve cevap yazısının, kanunun öngördüğü süreler içinde yayımlanmaması hâlinde, yayım için tanınan sürenin bitiminden itibaren, ilgili kişi sulh ceza hâkimliğine başvurabilir. Bu başvuruyla birlikte, yazının yayımlanması ya da mevzuata uygun biçimde yeniden yayımlanması talep edilebilir.  Sulh ceza hâkimi bu istemi üç gün içerisinde, duruşma yapmaksızın, karara bağlar.

Düzeltme ve cevabın yayımlanmasına ilişkin kesinleşmiş hâkim kararlarına uymayan sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili adli para cezası ile cezalandırılır. Sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili hakkında verilen para cezasının ödenmesinden yayın sahibi, sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili ile birlikte müteselsilen sorumludur.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/1070 E., 2018/72 K, 27.02.2018 T.

“5187 sayılı Kanunun 14. maddesi gereğince düzeltme ve cevap hakkının kullanılmasına ilişkin biçimsel koşullardan biri de, cevap yazısının kanunda belirtilen süre içerisinde dönemsel süreli yayının sorumlu müdürüne usulüne uygun olarak teslim edilmiş olmasıdır. Bu bakımdan, uyuşmazlık konusu ile bağlantılı olan “sorumlu müdür” kavramının da kısaca irdelenmesi gerekmektedir.

Sorumlu müdür 5187 sayılı Kanunun 5. maddesinin gerekçesinde “…süreli yayını yöneten ve eser sahibinin belli olmaması veya yargılanamaması gibi hallerde bu tür yayınlarla işlenen suçlardan sorumlu olan kişi” olarak tanımlanmış, öğretide de benzer şekilde; sorumlu müdürün, bir süreli yayının çıkarılmasından doğabilecek sorumluluğu taşıyabilecek kişi olduğu ifade edilmiştir. (Sulhi Dönmezer – Köksal Bayraktar, s. 327)

Aynı Kanunun 5. maddesinde, her süreli yayının bir sorumlu müdürünün bulunması ve birden fazla sorumlu müdür bulunması halinde her birinin sorumlu olduğu bölümün belirtilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Dönemsel yayın faaliyeti açısından varlığı zorunlu kılınan sorumlu müdürün esas fonksiyonu, her nüshayı yayından önce kontrol ederek suç oluşturabilecek yazı ve resimlerden arındırmaktır. Sorumlu müdürün bu fonksiyonu redaksiyon işleminden başlayarak baskı ve yayın hareketlerine kadar tüm dönemsel yayın faaliyetini kapsar. (Kayıhan İçel, Kitle İletişim Hukuku, Yenilenmiş 12. Baskı, Beta Yayınları, İstanbul 2017, s. 201-202)

Düzeltme ve cevap hakkıyla ilgili olarak sorumlu müdürün, 5187 sayılı Kanunun 14. maddesine göre yayımlama yükümlülüğü, aynı Kanunun 18. maddesine göre de cezaî sorumluluğu bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde; yayımlama yükümlülüğü ve cezai sorumluluğun doğması için düzeltme ve cevap yazısı sorumlu müdür muhatap alınarak düzenlendikten sonra, öncelikle bu yazının, yayımlanmama durumunda da yazının yayımlanması hususundaki mahkeme kararının doğrudan sorumlu müdüre tebliğ edilmek üzere gönderilmesi ve yazı ile kararın sorumlu müdüre 7201 sayılı Tebligat Kanunundaki düzenlemelere uygun olarak tebliğ edilmesi gerekmektedir. Öğretide görüş farklılığının bulunmadığı bu konuda Özel Daire kararlarında da benzer uygulamalar mevcuttur.”

NOT: Bu yazımız, bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. İzinsiz paylaşılması halinde, hukuki süreç başlatılacaktır. 

Dike Hukuk ile iletişime geçmek için: https://wa.me/905337608453

0 yorum var

Cevap Yaz

Tartışmaya katılmak mı istiyorsun?
Katkıda bulunmaktan çekinmeyin!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir