Etiket: Av. Deniz Canpolat

CMK 119/4: ARAMA TANIĞI BULUNDURMA ZORUNLULUĞU

CMK 119/4 konut, işyeri ve benzeri kapalı alanların arama yapılmasının usulünü düzenleyen yasal düzenlemedir. Bu madde, bireylerin özel hayatının ve konut dokunulmazlığının korunmasının yanı sıra delillerin elde ediliş süreçlerini şeffaflaştırmayı amaçlayan yasal bir çerçeve sunar. Bu çerçevede, arama işlemlerinin hukuka uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi ve bu işlemler sırasında bireylerin haklarının ihlal edilmemesi için belirli kurallar getirilmiştir.

I-) CMK 119/4: Maddenin Hukuki Yapısı

CMK 119/4 maddesi, arama işlemlerinin belirli usul kurallarına uyulmasını zorunlu kılar. Buna göre, Cumhuriyet savcısı hazır olmaksızın konut, işyeri veya diğer kapalı yerlerde arama yapılabilmesi için o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişinin tanık olarak bulundurulması zorunludur. Bu hüküm, arama işleminin hukuka uygun bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla getirilmiştir. Maddenin hukuki yapısı, bireylerin temel haklarının korunması ilkesine dayanır ve bu ilkenin uygulanabilirliğini sağlamak için belirli usul kurallarını ortaya koyar.

Arama işlemi, ceza muhakemesi hukukunda delil elde etme amacıyla yapılan önemli bir koruma tedbiridir. Ancak, bu tedbirin uygulanması sırasında bireylerin haklarının ihlal edilmemesi büyük bir önem taşır. CMK 119/4, bu dengeyi korumak amacıyla, arama işlemi sırasında tarafsız tanıkların bulundurulmasını zorunlu kılar. Bu tanıklar, arama işlemi sırasında hukuka aykırı işlemler yapılmasını engelleme amacıyla bir nevi halktan kimselerin kolluğu denetlemesine imkân sağlayarak delillendirmenin hukuka uygun bir şekilde yapıldığını ve elde edilen delillerin güvenilirliğini teyit etmek için bulunurlar.

II-) Arama Tanıklarının Bulundurulma Zorunluluğu

CMK 119/4 maddesi uyarınca, arama işlemi sırasında arama tanıklarının bulundurulması zorunludur. Bu tanıklar, o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan seçilmelidir. Arama tanıklarının bulundurulmasının temel amacı, kolluğun denetlenmesini sağlayarak arama işleminin tarafsız bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlamak ve bu işlemin hukuka uygun olup olmadığını denetlemektir. Arama sırasında tanıkların bulunmaması, arama işleminin hukuka aykırı olarak kabul edilmesine yol açabilir ve bu durumda elde edilen delillerin güvenilirliği zeval görür ve mahkemede kullanılabilirliği ortadan kalkar.

Arama tanıklarının araması sırasında mevcut olması, arama işleminin her aşamasında geçerli olmalıdır. Tanıklar, aramanın başından sonuna kadar hazır bulunmalı ve arama işlemi sırasında neler yaşandığını izlemeli ve bunların tutanağa dökülmesini takip etmelidir. Bu tanıkların varlığı, arama işleminin şeffaf ve hukuka uygun bir şekilde gerçekleştirilmesine yardımcı olur. Ayrıca, arama tanıklarının bulunmadığı aramalar sonucunda elde edilen delillilere dayanarak cezaya hükmolunması açıkça hukuka aykırıdır ve tanıkların yokluğunda tutanağa geçirilen deliller hukuksuz delil sayılarak mahkemenin gidişatına etki edemezler.

III-) Yargı Kararlarında Maddenin Uygulanması

CMK 119/4 maddesi, Türkiye’de yargı organları tarafından sıkça incelenen ve uygulanan bir hükümdür. Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi, arama işlemleriyle ilgili kararlarında bu maddenin önemine sık sık vurgu yapmışlardır. Özellikle, arama tanıklarının bulundurulmadığı durumlarda yargı organları, elde edilen delillerin hukuka aykırı olarak kabul edilmesi gerektiği sonucuna varmıştır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, çeşitli kararlarında CMK 119/4 hükmüne aykırı olarak yapılan arama işlemlerini hukuka aykırı olarak değerlendirmiştir. Bu tür durumlarda elde edilen delillerin mahkeme tarafından dikkate alınmaması gerektiğini belirtmiştir. Özellikle, arama tanıklarının bulunmaması veya yalnızca formalite gereği bulundurulmaları durumunda, arama işleminin hukuka uygun olmadığı ve bu işlemler sonucunda elde edilen delillerin hükme esas alınamayacağı ifade edilmiştir. Örneğin 8. Ceza Dairesi 2015/7236 E. , 2016/5385 K. Sayılı kararında “… CMK.’nın 119/4. maddesinde Cumhuriyet Savcısı hazır olmaksızın konut, iş yeri veya diğer kapalı yerlerde arama yapabilmek için o yer ihtiyar heyetinden veya komşularından iki kişinin bulundurulması gerektiğinin belirtildiği, aynı Yasanın 206/2-a maddesinde ise; kanuna aykırı olarak elde edilen delillerin reddedileceği belirtilmiş olup incelemeye konu olayda, … arama işlemi sırasında CMK.’nın 119/4. maddesi uyarınca o yer ihtiyar heyetinden veya komşularından iki kişinin bulunması gerekmekte olup, yapılan aramada o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan kimsenin bulunmadığı halde arama yapılmıştır… Bu şekilde yapılan aramanın kanuna uygun olmadığı ve bu arama sonucunda elde edilen delilin CMK.’nın 206/2-a maddesi uyarınca reddedilmesi gerektiği ve hükme esas alınamayacağı tüm aşamalarda ele geçen silahın varlığının ve zilyetliğinin sanıkça reddedildiği, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair kanuna aykırı ele geçirilen silah ve fişekler dışında mahkumiyetine yeterli delil bulunmadığı cihetle…” hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere bu maddenin gerekliliği olna arama tanıklarının eksikliği tutanağa işlense bile delillerin kullanılmasına mani olmaktadır.

Anayasa Mahkemesinin de inceleme alanına giren bu hukuka aykırılık pek çok seferler bireysel başvurusu konusu olmuştur. Bireysel başvurular ile Anayasa Mahkemesine taşınan olaylar neticesinde AYM kararlarında CMK 119/4 maddesinin uygulanmasına ilişkin çeşitli değerlendirmelerde bulunmuştur. Mahkeme, arama işlemleri sırasında arama tanıklarının bulunmaması durumunda, adil yargılanma hakkının ihlal edilebileceğine hükmetmiştir. Bu bağlamda, CMK 119/4 maddesinin yargı organları tarafından titizlikle uygulanması gerektiği ve bu hükmün ihlali durumunda elde edilen delillerin hukuka aykırı olarak değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Örneğin Anayasa Mahkemesi, 2013/6183, 19.11.2014 Yaşar YILMAZ kararında“..59. Belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme yetkisi kural olarak yargılamayı yürüten mahkemeye ait olmakla birlikte, somut olayda, koruma tedbiri niteliğindeki arama kararının icrasının hukuka aykırı şekilde gerçekleştirilmesi ile elde edilen delillerin tek ve belirleyici delil olarak kullanılmasının bir bütün olarak yargılamanın hakkaniyetini zedelediği ve aramanın icrasındaki ‘kanuna aykırılığın’ yargılamanın bütünü yönünden adil yargılanma hakkını ihlal eder nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır. Bu sebeplerle başvurucunun Anayasanın 36. maddesinde güvence altına adil yargılanma hakkını ihlal edildiğine karar verilmesi…” gerektiği belirtilmiştir. Bu karar da bize bu delillerin neden ve nasıl kullanılamayacağını açıkça anlatmaktadır.

CMK 119/4 maddesi, arama işlemlerinin hukuka uygun ve şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmesi için getirilmiş önemli bir düzenlemedir. Bu madde ile arama işlemleri sırasında bireylerin temel haklarının korunmasını ve elde edilen delillerin hukuka uygun bir şekilde toplanmasını sağlamayı amaçlanmıştır. Arama tanıklarının bulundurulması zorunluluğu, bu amaca ulaşmak için getirilen önemli bir güvence mekanizmasıdır. Yargı organlarının bu hükmü titizlikle uygulaması ve arama işlemleri sırasında yaşanan usulsüzlükleri göz ardı etmemesi, adil yargılamanın sağlanması açısından büyük önem taşır.

Lakin CMK 119/4 maddesinin uygulanması sırasında çeşitli sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu sorunların başında, arama tanıklarının bulundurulmasının zorunlu olmasına rağmen, bu kuralın pratikte kolluk tarafından önemsenmeyerek yeterince titizlikle uygulanmaması gelmektedir. Arama işlemlerinin şeffaf ve hukuka uygun bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlamak için getirilen bu düzenleme, uygulamada kimi zaman formalite icabı yerine getirilmekte veya tamamen göz ardı edilmektedir. Arama tanıklarının arama işleminin başlangıcından sonuna kadar arama mahallinde bulunması ve gözlemlemesi gerekirken bu gereklilik de ihlal edilebilmekte ve sadece arama sonrasında tutanağa imza atma yoluyla varlıklarını gösterir belgelendirme oluşturulabilmektedir. Bu durumların önüne geçebilme amacıyla arama işlemine tabii tutulan kimselerin varsa avukatlarıyla iletişime geçmeleri ve arama sırasında avukat refakatinin sağlanması oldukça önemlidir.

NOT: Bu yazımız, bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. İzinsiz paylaşılması halinde, hukuki süreç başlatılacaktır. 

Dike Hukuk ile iletişime geçmek için: https://wa.me/905337608453

KOSOVA VATANDAŞLIĞI KAZANMA

Kosova vatandaşlığı kazanmaya hakkı olan pek çok eski Yugoslavya göçmeni bulunmaktadır. Kosova Cumhuriyeti Avrupa Birliği üyesi olduğu için, Kosova pasaportuna sahip olmanın pek çok avantajı bulunmaktadır.

I-) Kosova Vatandaşlığı

Bir balkan ülkesi olan Kosova Cumhuriyeti 1 Nisan 2016 yılından itibaren Avrupa Birliği üyesidir. Bu sebeple Kosova Cumhuriyeti vatandaşlığına sahip kimseler gerek diğer Avrupa Birliği üyesi ülkelerine seyahat gerekse çalışma konularında çeşitli haklara sahiptirler. Kosova Cumhuriyeti’nin Balkan coğrafyasında oluşu ve tarihi yakınlığımız sebebiyle de Türkiye’deki pek çok kişinin bağı olduğu bir ülkedir. Kosova Cumhuriyeti ile Türkiye arasında ayrıca 13 Ocak 2009 tarihinde vize muafiyeti antlaşması yapılmıştır. Bu sebeple de pek çok kimse bu ülkeye sık sık seyahat etmektedir. Kosova Cumhuriyeti’nin geçmişi sebebiyle Kosova kökenli pek çok Türk vatandaşı bulunmaktadır. Gerek geçmişi itibariyle Kosova Cumhuriyeti’yle bağı bulunan gerekse de Kosova Cumhuriyeti’yle sonradan bağ kuran kimseler Kosova vatandaşlığını sağladığı imkanlar sebebiyle kazanmak istemektedir. Bu makalemizde Kosova Cumhuriyeti vatandaşlığının elde edilme koşullarını Kosova Cumhuriyeti’nin 02.06.2008 tarihinde çıkartmış olduğu Kosova Cumhuriyeti Vatandaşlık Kanunu üzerinden değerlendireceğiz

II-) Kosova Vatandaşlık Kanunu

Kosova 2008 tarihinde bağımsız olup vatandaşlığa ilişkin düzenlemelere de yine aynı yıl başlamıştır. Kosova Vatandaşlık Kanunu 02.06.2008 tarihinde kabul edilmiş olunup muadillerine kıyasla kısa bir kanundur. Kosova Vatandaşlık Kanunu ile düzenlenmiş vatandaşlık kazanma durumlarını ise aşağıda anlatıldığı gibidir.

A-) Doğuştan

Kosova Cumhuriyeti Vatandaşlık Kanunu madde 7 hükmü doğrultusunda çocuğun her iki ebeveyni de Kosova vatandaşı ise çocuk doğum itibariyle Kosova vatandaşlığı kazanır. Eğer çocuğun sadece bir ebeveyni Kosova vatandaşı ise çocuğun Kosova Cumhuriyeti sınırları içinde doğması ya da ailesinin çocuk 14 yaşından gün almadan Kosova Cumhuriyeti vatandaşı olmayan ebeveynin Kosova Cumhuriyeti vatandaşlığı kazanması konusunda yazılı anlaşma yapmaları gerekir.

Kosova Cumhuriyeti topraklarında doğan ve ebeveynleri başka bir vatandaşlığa sahip olan ancak Kosova Cumhuriyeti’nde geçerli ikamet iznine sahip olan bir çocuk, her iki ebeveyninin de rızasıyla Kosova Cumhuriyeti vatandaşlığı kazanabilir

B-) Evlat Edinme Yoluyla

Kosova Cumhuriyeti Vatandaşlık Kanunu madde 8 hükmü gereğince, Kosova Cumhuriyeti vatandaşı olan ebeveynler tarafından evlat edinilen çocuk Kosova Cumhuriyeti vatandaşlığına hak kazanır

C-) Yabancı Kişilerin Vatandaşlığa Kabulü

Yetişkin bir yabancı son beş yıldır düzenli olarak Kosova Cumhuriyeti’nde geçerli bir izne dayanarak ikamet ediyorsa vatandaşlık başvurusuna hak kazanır. Başvuru şartlarından bir diğeri Kosova Cumhuriyeti’nin anayasal ve yasal düzenini kabul ettiğini ve sosyal, kültürel, bilimsel, ekonomik veya mesleki bağlantılar yoluyla Kosova Cumhuriyeti toplumuna entegre olduğunu beyan etmesi ve davranışlarıyla kanıtlamasıdır. Başvurucu kişi kendisinin ve kanunen bakmakla yükümlü olduğu kişilerin geçimini sosyal yardım programlarına başvurmaksızın finanse edebilecek yeterli mali imkanlara sahip olması ve Kosova Cumhuriyeti’nin resmi dillerinden birinde temel düzeyde bilgi sahibi olması gerekir.

D-)Evlilik Yoluyla Vatandaşlığın Kazanılması

Evlilik yoluyla Kosova Cumhuriyeti vatandaşlığı kazanacak kişinin Kosova Cumhuriyeti vatandaşı ile en az üç yıllık yasal olarak geçerli bir evliliğe sahip olması ve son bir yıldır düzenli olarak Kosova Cumhuriyeti’nde yaşıyor olması gerekir

E-) Kosova Cumhuriyeti Diaspora Üyesinin Vatandaşlığa Kabulü

Kosova Cumhuriyeti dışında düzenli ve yasal bir ikametgahı olan, Kosova Cumhuriyeti’nde doğmuş ve Kosova Cumhuriyeti’nde yakın aile ve ekonomik bağları olan bir kimse Kosova Cumhuriyeti Diasporasının bir üyesi olarak kabul edilir. Bu kimsenin ebeveynlerinin Kosova Cumhuriyeti vatandaşlığına sahip olması da ayrıca bir yeterlilik sebebidir. Bu kimse başvuru yoluyla Kosova Cumhuriyeti vatandaşlığı kazanabilir.

F-) Yugoslavya Federal Cumhuriyeti vatandaşlığı ile

1 Ocak 1998 tarihinde Yugoslavya Federal Cumhuriyeti vatandaşı olan ve o tarihte Kosova Cumhuriyeti’nde mutat olarak ikamet eden herkes Kosova Cumhuriyeti vatandaşlığına hak kazanır.  Bu hak edişte güncel ikametgaha bakılmaz.

 G-) Yatırım Yolu İle Vatandaşlık Kazanma

Kosova Cumhuriyeti diğer pek çok ülkenin aksine yatırım yoluyla vatandaşlık kazanma hakkı tanımamıştır. Lakin yatırım amacıyla Kosova Cumhuriyeti’nden geçici süreli ikametgah izni alınabilir. Geçici süreli ikametgah izninin her yıl güncellenmesi gerekir. 5 yıllın sonunda uzun süreli ikametgah iznine başvuru yapılabilme yolu bu şekilde açılır ve Kosova Cumhuriyeti vatandaşlığı kazanmak isteyen bir kimse  bu yolla 10 yıl kesintisiz ikamet ettikten sonra Kosova Cumhuriyeti’ne vatandaşlık başvurusunda bulunabilir.

NOT: Bu yazımız, bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. İzinsiz paylaşılması halinde, hukuki süreç başlatılacaktır.

Dike Hukuk ile iletişime geçmek için: https://wa.me/905337608453