BİRLEŞMİŞ MİLLETLER BİREYSEL BAŞVURU YOLU
Birleşmiş Milletler Özel Komitelere Bireysel Başvuru Yolu
Birleşmiş Milletler Bireysel Başvuru yolu diğer uluslararası insan hakları koruma mekanizmalarına nazaran ülkemizde daha az bilinmektedir. İnsan hakları ile alakalı yargılamalar düşünülenden daha geniş yelpazede yer almaktadır. Örneğin ticaret hukukundan, vergi hukukuna, tapu uyuşmazlıklarından boşanma hukukuna kadar pek çok alanda temel hak ve özgürlüklerin ihlali ortaya çıkabilir. Dolayısıyla, temel hak ve özgürlüklerin nasıl korunacağı konusu çok mühim bir hal almaktadır. Kişiler ulusal mahkemelerde bu hakların korunmadıklarını düşünüyorlarsa, uluslararası mahkemelere başvuru yapma zarureti ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Dünya üzerinde temel hak ve özgürlüklere aktif olarak koruma sağlayan iki tür insan hakları koruma mekanizması vardır. Bunlar Bölgesel ve Uluslararası insan hakları koruma sistemleridir.
Ülkemizde de bilinen bölgesel insan hakları koruma sistemlerinden en yaygını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi olmakla beraber, Afrika ve Amerika’da da bölgesel insan hakları mahkemeleri bulunmaktadır. Bu makalemizde size Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine alternatif olabilecek uluslararası insan hakları koruma mekanizması olan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Sistemi ve İnsan Hakları Komitesi bireysel başvuru mekanizmasını ele alacağız.
Bu konuyu incelemek için öncelikle bireysel başvurunun temelini oluşturan Medeni ve Siyasal Haklar sözleşmesini (I), ve sonrasında bireysel başvuru mekanizmasını (II) analiz edeceğiz.
1-) Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi Çerçevesinde BM İnsan Hakları Koruma Mekanizması
Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi, 16 aralık 1966 yılında BM kurulunun kararı doğrultusunda imzaya açılmıştır. Türkiye tarafından 15 ağustos 2000 tarihinde imzalanmış ve 18.06.2003 yılında Resmi Gazete’de yayınlanan kanun ile onaylanıp yürürlüğe girmiştir. Sözleşme içeriğinde bulundurduğu temel haklar açısından zengindir. Hennebel’e göre bu sözleşme uluslararası insan hakları sözleşmelerinin en tamamlanmış halidir. Bölgesel insan hakları koruma sözleşmelerini tamamlayıcı, daha da ötesi korunan haklar ve bünyesinde bu görevi icra ettiği Birleşmiş Milletler’in gücü itibariyle de etkili bir sözleşme durumundadır.
İçerik açısından 1966 sözleşmesi oldukça zengindir. Yaşam hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı, kölelik yasağı, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı, keyfi tutuklama yasağı, mahkeme önünde eşitlik hakkı, din ve vicdan hürriyeti, ifade özgürlüğü, toplanma ve gösteri özgürlüğü, halkların kendi kaderini tayin hakkı, borç kaynaklı hapis yasağı gibi haklar ve devletler açısından da sınırlamalar vardır. Türkiye Cumhuriyeti söz konusu sözleşmeye belirli şerhler koymuş olsa da büyük bir çoğunluğunu kabul etmiştir. Bu kabulle beraber, Birleşmiş Milletler bünyesindeki komitelere bireysel başvuru yapma olanağı tanınmıştır.
Sözleşme ve imzacı devletler tarafından bireysel başvuruları değerlendirme yetkisi kabul edilen sözleşme organları şunlardır: İnsan Hakları Komitesi (CCPR), İşkenceye Karşı Komite (CAT), Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi (CESCR), Çocuk Hakları Komitesi (CRC), Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi (CEDAW), Engelli Hakları Komitesi (CRPD), Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi (CERD) ve Zorla Kaybedilenler Komitesi (CED). Makalemizde İnsan Hakları Komitesi’ne başvuru yoluna odaklanacağız.
2-) İnsan Hakları Komitesine Bireysel Başvuru Yolu ve Başvuru Şartları
Bireysel başvuru şartlarına değinmeden önce, söz konusu başvuruları değerlendirip karara bağlayan merciin İnsan Hakları Komitesi olduğunun bilinmesi gerekir. Sözleşmenin 28. maddesi uyarınca, komite taraf devletlerin vatandaşı olan 18 uzman üyeden oluşur. Bu üyeler seçim yoluyla belirlenir. Komite devletlerarası başvurular da dahil birçok başvuruyu ele alma yetkisine sahiptir.
Medeni ve siyasi haklara ilişkin sözleşmeye ek ihtiyari protokol ile, imzacı devletlerin vatandaşları Komiteye bireysel başvuru yapma imkanına sahiptir. Bu başvuruyu yapmak için başvurucu belirli şartları sağlamalıdır.
Başvuru Şartları
- Bireysel başvuru sadece yetkili komitelere yapılmalıdır. Başvurunun yapıldığı komitenin seçilip, başvurunun bu komiteye hitaben yapılması gerekmektedir. Bu seçim sürecinde uzman bir avukat ile hareket etmek elzemdir.
- Başvuruda şikayet edilen devlet sözleşmeye ve ek protokole taraf olup, komitenin yetkisini kabul etmiş olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti açısından bu şart sağlanmaktadır.
- Başvurucunun sözleşmenin ihlalinden şahsen mağdur olmuş olması aranmaktadır. Bu konuda birkaç istisna vardır. Ölüm veya sağlık sorunları neticesinde mağdur başvuruyu kendisi yapamazsa, başvurucu ve mağdur farklı kişiler olabilirler. Başvurunun vekaleten bir avukat tarafından yapılabilmesi mümkündür.
- Başvuru isimsiz (anonim) olmamalıdır. Başvurucu isminin açıklanmasında endişe yaşıyorsa, bu durumu başvurusunda belirtmelidir.
- Başvurucu iç hukuk yollarını tüketmelidir. Başvurucu ihlal iddialarını ulusal mahkemelerin önünde dile getirip, öncelikle başvuru konusu hak ihlalinin imzacı devlet tarafından giderilmesini talep etmelidir. Başvurucunun tüketmesi beklenen iç hukuk yollarının etkili hukuk yolu olması; ihlali ortadan kaldıracak yetki ve kapasiteye sahip olması gerekir. Mevcut iç hukuk yolları bu niteliklere sahip değilse, iç hukuk yolları tüketilmeden de Komiteye başvuru yapılabilir.
- İhlali oluşturan vakıalar ve ihlal edildiği iddia edilen haklar başvuruda açıkça belirtilmelidir.
- Başvuru sadece Rusça, İngilizce, Fransızca ve İspanyolca dillerinde yapılabilmektedir. Başka bir dille yapılan başvuru kabul edilmez.
- İç hukukta verilen son kararın tebliğinden itibaren başvuru makul sürede yapılmalıdır. Komitenin içtihatlarında bu süre 5 yıl olarak değerlendirilmiştir.
- Aynı başvuru konusuna ilişkin başka bir uluslararası mahkemede bu vakıalar hakkında başkaca başvuruların bulunmaması şartı da aranır. Örneğin aynı konu ile alakalı AİHM ve İnsan Hakları Komitesi’ne paralel başvuru yapılamaz.
Sonuç olarak, Birleşmiş Milletlerin İnsan Hakları koruma sistemi de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi bireysel başvuruya açıktır. Komite, ihlal iddialarının tartışılmasını, eğer bir ihlal tespit edilirse bu ihlalin tazmin edilmesi için gerekli önlemlerin alınmasını ve ihlallerin ortadan kaldırılması için imzacı devletlerin sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesini takip eder. Başvuru şartları açısından AİHM sisteminden avantajlı olduğu taraflar olduğu gibi, dezavantajlı tarafları da vardır. Önemle vurgulamak gerekir ki, AİHM ve BM İnsan Hakları Komitesi arasında seçim yapma aşamasındaysanız, bunu kesinlikle alanında uzman bir avukat ile yapmanızı tavsiye ederiz.
NOT: Bu yazımız, bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. İzinsiz paylaşılması halinde, hukuki süreç başlatılacaktır.
Dike Hukuk ile iletişime geçmek için: https://wa.me/905337608453