Etiket: Hatalı tedavi

MALPRAKTİS DAVASI

I-) MALPRAKTİS DAVASI NEDİR?

Malpraktis davası, sağlık profesyonellerine karşı açılan ve bir sağlık hatasının veya ihmalinin, hastanın zararına yol açtığını ispat etmeye yönelik bir davadır. Bu davalar, genellikle kişinin sağlığı üzerinde kalıcı etkiler bırakacak sonuçlar doğurmuşsa,

mağduriyetin tazmin edilmesini hedefler.

A-) Malpraktis Türleri

Malpraktis davaları, sağlık profesyonelinin hatalı davranışına bağlı olarak farklı kategorilere ayrılabilir. Bu tür davaların en yaygın türleri şunlardır:

  • Hatalı Tedavi (Misdiagnosis): Sağlık çalışanının yanlış teşhis koyması ve buna bağlı olarak yanlış tedavi uygulanması.
  • Cerrahi Hatalar: Ameliyat sırasında yapılan hatalar, örneğin yanlış bölgeye müdahale etme veya cerrahi prosedürlerde dikkatsizlik.
  • İlaç Hataları: Yanlış ilaç verilmesi ya da ilaç dozajı hataları, hastanın sağlık durumu üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.
  • Doğum Hataları: Doğum sırasında yapılan yanlış müdahaleler hem anne hem de bebeğin sağlığını tehlikeye atabilir.

Bu dava türü doğrudan tek bir kanunda düzenlenmiş bir dava türü değildir. Malpraktis davaları hem medeni hukuk hem de ceza hukuku açısından farklı düzenlemelere tabidir. Türk Borçlar Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve sağlıkla ilgili diğer düzenlemeler, malpraktis nedeniyle açılacak davalarda temel hukuki çerçeveyi oluşturur.

B-) Vekalet Sözleşmesinin Özel ve Kamu Hastanelerine Göre Farklılıkları

Hekim ve hasta arasındaki ilişki, çeşitli hukuki görüşlere göre farklı şekillerde nitelendirilebilmektedir, ancak baskın görüş, bu ilişkinin “vekalet sözleşmesi” olduğu yönündedir. Yargıtay’ın yerleşik kararları da bu doğrultudadır. Dolayısıyla, tedavi sırasında hekim hatası nedeniyle zarar gören hastanın açacağı tazminat davasında, sözleşmeye aykırılık hükümleri uygulanacaktır. Ancak, burada hastanenin türüne göre bir ayrım yapmanın önemi bulunmaktadır.

Eğer hastanın başvurduğu sağlık kurumu özel bir hastane ise, hasta ile hastane arasında bir “hasta kabul sözleşmesi” kurulmuş olacaktır. Bu sözleşme, hastanın tedavi için hastaneye kabul edilmesiyle birlikte geçerlilik kazanır. Özel hastanelerde hekim, kendi adına değil, hastane adına tedavi hizmeti sunar ve bu durumda hekim, Türk Borçlar Kanunu (TBK) madde 116’ya göre yardımcı kişi konumunda yer alır.

Diğer taraftan, hastanın başvurduğu sağlık kurumu bir kamu hastanesi ise, hasta ile hastane arasında doğrudan bir sözleşme ilişkisi söz konusu değildir. Kamu hastanelerinde tedavi gören bir hasta, kamu görevlisi olan hekim tarafından tedavi edilir, ancak burada hasta ile hekim arasında doğrudan bir sözleşme ilişkisi kurulmamakta, bu durum bir “kamu hizmetinden yararlanma” şeklinde değerlendirilmektedir.

Bazı özel durumlarda ise hekim ile hasta arasındaki ilişkiye, Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi hükümleri uygulanabilir. Özellikle estetik tedavi gibi özel tıbbi hizmetler söz konusu olduğunda, bu ilişki eser sözleşmesi çerçevesinde değerlendirilir.

Malpraktis davaları, sağlık profesyonellerinin ve hastaların haklarının belirlenmesinde oldukça karmaşık olabilir. Her dava özgül koşullar ve olaylara dayandığından, zararın boyutunun ve hekimin kusurunun titizlikle incelenmesi gerekir. Bu sebeple, malpraktis davalarında deneyimli bir avukattan hukuki destek almak her zaman en doğru adım olacaktır. Profesyonel bir avukat, davanın seyrini belirleyebilir ve en güçlü hukuki stratejiyi geliştirebilir, böylece tazminat talebinde bulunmak için en etkili yolları bulabilir.

II-) MALPRAKTİS DAVASI USUL ŞARTLARI NELERDİR?

Malpraktis davası açabilmek için belirli usul şartlarının yerine getirilmesi gerekir. Bu şartlar davanın doğru ve yerinde açılmasını sağlar.

A-) Görevli ve Yetkili Mahkeme

Malpraktis davalarında yetkili mahkeme, esasen davanın açıldığı yerin mahkemesi olmalıdır. Ancak, eğer davacı, malpraktis sonucu zarar gören hasta, bir başka şehirde yaşıyor ancak hizmeti başka bir şehirde alıyorsa, hastanın ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi de yetkili olabilmektedir.

Malpraktis davalarında görevli mahkemeler genellikle Tüketici Mahkemeleri ve İdare Mahkemeleri olsa da tıbbi müdahalede bulunan hekim ile hasta arasındaki ilişkinin hukuki niteliğine göre görevli mahkemeler değişmektedir. Bu sebeple özel durumlar ve farklı yasal düzenlemeler de söz konusu olabileceğinden bu hususa dikkat etmek gerekir.

B-) Davayı Kimler Açabilir?

Malpraktis davasını, genellikle hasta veya hasta yakınları açabilir. Eğer hasta vefat etmişse, mirasçıları dava açma hakkına sahiptir. Ayrıca, hastanın sağlık hizmeti aldığı kurum (hastane, klinik) da, sağlık profesyonelinin hizmeti ile ilgili malpraktis iddialarını araştırabilir.

C-) Süre Şartı

İdare mahkemesinde dava açmadan önce, zararın ve hekim hatasının öğrenilmesini takiben 1 yıl ve her halde 5 yıl içinde ilgili idareye tazminat talebi içeren yazılı başvuruda bulunulması gerekir. Özel hastane veya doktorlara karşı haksız fiil nedeniyle açılacak doktor hatası davaları, zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenilmesini takiben 2 yıl ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren 10 yıl geçmesiyle birlikte zamanaşımına uğrar. Fakat tazminat hakkı, ceza hukuku düzenlemelerince daha uzun bir zamanaşımı süresi gerektiren bir cezaya neden olan fiilden doğmuşsa, zamanaşımı süresi belirlenirken ceza hukuku hükümleri esas alınır.

III-) MALPRAKTİS DAVASINDA ESASA İLİŞKİN HUSUSLAR

Malpraktis davalarında esas, zararın tazmin edilmesi ve hatalı sağlık hizmetinin sorumluluğunun belirlenmesidir. Bu aşamada, dava konusu olan sağlık hatasının ispatı ve tazminat talepleri öne çıkar.

İspat konusu, malpraktis davalarının en kritik noktalarından biridir. İspat yükü̈ davacının üzerinde olsa da, uzmanlık alanına giren bir mesele olduğu için, konuya dair detaylı bir araştırma ve uzman görüşü gereklidir.

Neler Talep Edilebilir?

  1. Tazminat Talebi: Uğranılan zararın tazmin edilmesi amaçlanır. Bu tazminat, maddi (sağlık giderleri, iş gücü̈ kaybı vb.) ve manevi (acılar, sıkıntılar, psikolojik etkiler) olabilir.
  2. Tedavi ve İyileşme Giderleri: Hastanın tedavi sürecine dair harcamalar da tazminat taleplerine dahil edilebilir. Bu, hastanın sağlık sorunlarının tedavisi için yapılan masrafların karşılanmasını sağlar.
  3. Manevi Tazminat: Hasta ya da yakınları, yaşadıkları psikolojik, ruhsal ve bedensel acı nedeniyle manevi tazminat talep edebilir. Bu tür tazminatlar, mağduriyetin derecesine ve sağlık sorunlarının ağırlığına göre belirlenir.
  4. İleriye Dönük Giderler: Eğer sağlık sorunları kalıcıysa ve hastanın ilerleyen dönemde ek tedavi gerektirecekse, bu giderler de talep edilebilir.

Malpraktis Davası Sonucunda Hangi İhtimaller Söz Konusudur?

  1. Davanın Reddi: Eğer sağlık hizmeti sağlayıcısı hatalı olmadığına dair savunmalar sunarsa veya ispatlanabilir bir ihmal ya da hata söz konusu değilse, dava reddedilebilir.
  2. Tazminat Ödemesi: Eğer malpraktis iddiaları ispatlanırsa, sağlık hizmeti sağlayıcısı veya sağlık kurumu, hastaya tazminat ödemekle yükümlü̈ olabilir.
  3. Sağlık Hizmetinin İyileştirilmesi: Bazen davalar sonucunda, sağlık hizmeti sağlayıcıları, hata veya ihmalin tekrarlanmaması için eğitimler veya uygulama değişiklikleri yapabilir.
  4. Cezaî Sorumluluk: Malpraktis davalarında, sağlık profesyonelinin sorumluluğu yalnızca tazminat ile sınırlı kalmaz. Eğer ihmal veya hata ciddi boyutlara ulaşırsa, cezaî işlem yapılabilir.

IV-) YÜKSEK MAHKEME KARARLARI

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, E. 2016/27901, K. 2019/5767, 06.05.2019

“…Davacı, 12/09/2011 tarihinde sol ayak tabanında ve eklemlerindeki şidetli ağrılar sebebiyle fizik tedavi uzmanı davalı Dr. …’a muayene olduğunu, muayene sonrası eklem yerlerinde kireçlenme ve taban düşmesi olduğunun tespit edildiğini, davalının kireçlenme için ilaç yazdığını, taban düşmesi içinse tabanlık ve fizik tedavi uygulanmasını önerdiğini, ancak sağlık personeli davalı … tarafından yapılan fizik tedavi uygulaması sonrasında topuğunun yandığını, …. bunun üzerine 20/10/2011 tarihinde kasığından alının deri parçasının topuğuna yamalandığını (doku grefti), ameliyattan sonra 20 gün post-op tedavinin sürdüğünü, … 6 ay daha ayağının üstüne basmaması gerektiğinin belirtildiğini, hatalı tıbbı uygulama öncesinde bir şirkette grafiker asistanı olarak çalıştığını, olaydan sonra işe taksiyle gidip gelmek zorunda kaldığını… kariyerinin etkilendiğini, ve kazanç kaybının olduğunu, davalı doktorun yanlış tedavi önerdiği için davalı …’in ise tedaviyi hatalı uyguladığı için sorumlu olduğunu, hastanenin ise istihdam edenini sorumluluğu kapsamında sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek şimdilik yapılan harcamalar karşılığı …. TL maddi tazminatın çektiği acıların karşılığı olarak da ….. TL manevi tazminatın ..

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, …. TL maddi …. TL manevi tazminatın …. faiziyle birilikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmiş…”

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, E. 2023/2982, K. 2024/3055, 14.10.2024

“…İlk Derece Mahkemesince hastaya konulan teşhis nedeniyle beyin kanamasından kaynaklı operasyonun 27.10.2011 tarihinde gerçekleştirildiği, davanın açıldığı 22.12.2021 tarih itibariyle vekalet sözleşmesi hükümleri uyarınca uygulanması gereken 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü uyarınca, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacının tüm temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. Temyiz olunan İlk Derece Mahkeme kararının gerekçesinin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

4. Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi…”

Aytekin AKTAŞ & Mihriban Beritan AYGÜN

NOT: Bu yazımız, bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. İzinsiz paylaşılması halinde, hukuki süreç başlatılacaktır. 

Dike Hukuk ile iletişime geçmek için: https://wa.me/905337608453