Etiket: İnternet

İNTERNET ORTAMINDA ÖZEL HAYATIN KORUNMASI

İnternetin kullanımı internete erişim sağlayan aletlerin çeşitlerinin ve sayılarının artması ve maliyetlerin azalması neticesinde artış göstermiştir. Kişiler sosyal medya sayesinde kendilerine ve çevrelerine ait ses, görüntü ve öyküleri paylaşmaya, başka kişilerin paylaştığı bu verilere anında ulaşmaya başlamıştır. Bu kullanıcı ve paylaşılan veri artışına paralel olarak internet ortamındaki hak ihlalleri de artmıştır. Bu yazımızda kişilerin internet ortamında özel hayatlarını nasıl koruyabilecekleri hususu üzerinde duracağız.

I-) KİŞİNİN YAŞAM ALANLARI VE ÖZEL HAYAT NELERDİR

A-) KİŞİNİN YAŞAM ALANALARI

Kişi yaşam alanlarını, sınırları kişilerce belirlenen üç başlık altında incelemek mümkündür:

1- Kamuya Açık Alan: Herkes tarafından bilinen olaylardan oluşan alandır.

2- Özel Alan: Kişinin herkes tarafından değil sadece sınırlı bir grup kişi tarafından bilinmesini istediği olayların oluşturduğu alandır.

3- Gizli Alan: Kişinin sadece açıkladığı kişilerce bilinmesini arzuladığı olaylar gizli alanı oluşturur.

 

B-) ÖZEL HAYAT

 

Özel hayat kavramının, üzerinde birlik sağlanan bir tanımı bulunmamaktadır. Bu kavramın oldukça geniş bir kapsamı olması ve ortaya çıkan teknolojik ve sosyolojik yeni koşullara göre değişmesi tanım yapmayı zorlaştırmaktadır. Bu kavramı tanımlamaktaki bir diğer zorluk ise kavramın; medeni hukuk, ceza hukuku, anayasa ve insan hakları hukuku alanlarında farklı açılardan ele alınmasıdır.

Özel hayatın kapsamını belirlemede yaşam alanına ilişkin yukarıdaki başlıkta açıklanan ayrımdan yararlanılmaktadır. Kamusal yaşam alanın, özel hayat kapsamına girmediği; özel ve gizli alanın ise kişilik hakkına dahil olduğu ve korunması gerektiği belirtilmektedir. Ancak bir olayın kamuya açık alanda olup olmadığın belirlenmesi her zaman kolay olmamaktadır. Zira kişinin kamusal yerlerde yaşadığı her olayın kamuya açık alana gireceği kabul edilmemektedir. Bu belirleme, her olayda kişiye ve duruma göre inceleme yaparak gerçekleştirilmelidir.

 

II-) KİMLER İNTERNETTE ÖZEL HAYATIN KORUNMASI İÇİN BAŞVURU YAPABİLİR.

 

İnternet ortamında özel hayatı ihlal edilen kişiler özel hayatlarının korunması için hukuki yollara başvurabilir. Yukarıda açıklandığı üzere özel hayatın ihlal edilip edilmediği somut olaya ve konu kişiye göre değerlendirilmektedir. Örneklendirmek gerekirse:

Kişinin e-posta adresi, özel hayat alanına dahil olup kişilik hakkı ile korunan değerlerindendir. Kişinin izni olmaksızın e-maillerinin okunması, e-mail bilgilerinin paylaşılması; kişilerin özel hayatlarına ilişkin sır niteliğindeki bilgilerinin, mahrem fotoğraflarının, ses kayıtlarının e-posta içeriğinin veya eklerin başkalarına iletilmesi özel hayatın gizliliğinin ihlalini oluşturmaktadır. Spam, alıcı tarafından talep edilmeyen, aynı anda birçok kişiye gönderilen, zarar verici ve çoğunlukla reklam içerikli e-maillerdir. Bu e-maillerin gönderilebilmesi için kişilerin e-mail adresleri çeşitli yöntemlerle ele geçirilmekte ve bu şekilde özel hayatın gizliliği ihlal edilmektedir.

Web sitesinde kişinin videolarının ya da fotoğraflarının rızası dışında yayınlanması, kişisel bilgilerinin ifşa edilmesi, sırlarının açıklanmasıyla da internet ortamında özel hayatın gizliliği ihlal edilebilir. Kişilerin gerçek isimlerinden farklı kullanıcı adı alabildiği alanlarda özellikle bu şekilde kişilik haklarının ihlali oldukça sık yaşanmaktadır. Ayrıca daha etkili reklam yapılabilmesi amacıyla internet ortamındaki kullanıcıların kişisel verilerine ulaşılarak toplanması da ihlal oluşturan bir diğer durumdur.

 

III-) İLGİLİ MEVZUAT HÜKÜMLERİ NELERDİR ?

 

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinde düzenlenmiş olan “özel yaşam ve aile yaşamına saygı hakkı”nın karşılığı niteliğinde olan “özel hayatın gizliliği” hakkı Anayasa’nın 20. maddesinde “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz…” şeklinde düzenlenmiştir. Anayasa’da veyahut Anayasa Mahkemesi kararlarında özel hayatın ne olduğuna ilişkin bir tanım yapılmamıştır. Ancak Anayasa Mahkemesi, bir kararında bu maddenin bireyin kendisiyle ilgili bilgileri kontrol edebilmesini de kapsayan bir mahremiyet hakkı niteliğinde olduğunu belirtmiştir.

2010 yılındaki Anayasa değişikliği ile 20. maddeye eklenen 3. fıkrayla kişisel verilerin korunması hakkı Anayasa’da açıkça tanınmıştır. Bu şekilde kişinin, kişisel verilerinin silinmesi talep etme hakkı anayasal bir düzenlemeye kavuşmuştur. Hem bu madde hem de 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’ndaki düzenlemeler kişilerin kişisel verilerinin ve dolayısıyla özel hayatlarının internet ortamında korunması amaca hizmet etmektedir.

 

IV-) İNTERNET ORTAMINDA ÖZEL HAYATIN KORUNMASI İÇİN HANGİ BAŞVURULAR YAPILABİLİR ?

 

Özel hayatın gizliliği, kişilik hakkının unsurlarından birisi olduğu için kişilik haklarını koruyan Türk Medeni Kanunu düzenlemelerinden yararlanmak mümkündür. İnternet ortamında özel hayatının gizliliği ihlal edilen kişi, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilecek, sorumluluk ve önleme davaları açabilecektir.

Özel hayatın gizliliğine karşı müdahaleler haksız fiil olarak nitelendirilmekte olduğundan Türk Borçlar Kanunu ilgili hükümlerinin de uygulama alanı bulması ve kişinin bu hükümlere dayanarak tazminat talep etmesi de mümkündür.

İnternet ortamında kişisel verileri kanuna veya rızasına aykırı olarak işlenen kişi, özel hayatına yapılan bu müdahaleye karşı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda düzenlenen haklarını kullanabilmektedir. Kişinin talebi üzerine veya re’sen yapılması gereken eylem ve işlemler yapılarak kişinin kişisel verilerinin korunmadığı durumlarda Kanun’un 10. maddesinde düzenlenen idari para cezaları ve 17. maddesinin atfı ile Türk Ceza Kanunu düzenlemeleri uyarınca hapis cezaları gündeme gelecektir. Özel hayatın gizliliğine ilişkin Türk Ceza Kanundaki düzenlemeler bunlarla sınırlı değildir. Türk Ceza Kanunu’nun dokuzuncu bölümünde “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” düzenlenmiştir. İnternet ortamında gerçekleşen eylem aynı zamandan bu bölümdeki suçların şartlarını karşılıyor ise Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükümleri de uygulama alanı bulacaktır.

İnternet ortamında özel hayatın korunması için sıklıkla tercih edilen yöntemlerden biri erişimin engellenmesidir. Erişim engellemeyi sürecine, kullanılan tekniğe ve süresine göre farklı ayrımlarla incelemek mümkündür. Sürecine göre, uyar-kaldır veya doğrudan engelleme yöntemi olarak ikiye ayrılmaktadır: uyar-kaldır yönteminde, doğrudan engelleme yönteminden farklı olarak öncelikle içeriğin kaldırılması için uyarı yapılmaktadır. Süresine göre ise, erişimin geçici veya kalıcı olarak engellenmesi mümkündür. Erişimin engellenmesi konusunda birçok farklı teknik kullanılmaktadır. Bu tekniklerden en çok kullanılanları IP bazlı, DNS, URL engellemeleridir. (Ayrıntılı bilgi için erişimin engellenmesi kararının nasıl alındığını açıklayan yazımıza bakabilirsiniz.)

 

NOT: Bu yazımız, bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. İzinsiz paylaşılması halinde, hukuki süreç başlatılacaktır.

Dike Hukuk ile iletişime geçmek için: https://wa.me/905337608453