ECRİMİSİL (HAKSIZ İŞGAL TAZMİNATI) DAVASI

I. ECRİMİSİL NEDİR ?

Ecrimisil, bir kimsenin mülkiyet hakkına aykırı olarak onun bilgisi veya rızası dışında malını kullanan kişiden talep edilebilen bir tazminat türüdür. Hukukumuzda “haksız işgal tazminatı” olarak da bilinen ecrimisil, zilyetliği elinde bulundurmayan malik tarafından, malı haksız yere kullanan ve bu kullanım sırasında kötüniyetli olan kişiye karşı ileri sürülür. Ecrimisil davası, mülkiyet hakkının korunması açısından büyük önem taşımaktadır.

Ecrimisil, yalnızca taşınmaz mallara özgü olmayıp hukuki ve fiili niteliklerine göre taşınır mallar için de söz konusu olabilir. Ancak uygulamada genellikle taşınmazlar bakımından gündeme gelmektedir. Yasal bir düzenlemeye doğrudan konu olmamasına rağmen, ecrimisil kavramı; Türk Borçlar Kanunu, Medeni Kanun ve özellikle Yargıtay içtihatları çerçevesinde şekillenmiştir.

Yargıtay, ecrimisili esasen bir haksız fiil temeline dayandırmakta ve kötüniyetli zilyedin, iade yükümlülüğü kapsamında mülkiyet sahibine zararlarını tazmin etmekle yükümlü olduğunu kabul etmektedir. Bu bağlamda ecrimisil, malikin uğradığı fiili zarar ile yoksun kaldığı kazançların karşılığıdır.

II. ECRİMİSİL DAVASININ ŞARTLARI

Ecrimisil davasında tazminat talep edebilmek için dört şart gerekmektedir. Bunlar:

  • Haksız bir işgalin varlığı
  • İşgal edenin kötüniyetli olması
  • İşgal nedeniyle bir zararın meydana gelmesi
  • Zarar ve haksız işgal arasında bir illiyet bağı olması

 

A. Haksız İşgal Mevcudiyeti

Haksız işgal, bir kişinin hukuki bir dayanağı olmaksızın başkasına ait bir malı kullanmasıdır. Bu kullanım, mal üzerinde fiili hâkimiyet kurulmasıyla ortaya çıkar. Zilyetliğin varlığı, kişinin malı fiilen kullanıp kullanmadığına göre belirlenir. Mülkiyet hakkına sahip olmayan bir kişinin zilyetliği, hukuka uygun bir sebebe dayanmıyorsa haksız kabul edilir.

Haksız işgal, yalnızca üçüncü kişiler tarafından değil, aynı zamanda mirasçılar, paydaşlar veya elbirliği mülkiyetindeki diğer ortaklar tarafından da gerçekleştirilebilir. Önemli olan, kullanımın hakka dayanmaması ve malik tarafından açıkça onaylanmamış olmasıdır.

B. İşgal Edenin Kötüniyetli Olması

Ecrimisil sebebiyle tazminat talep edilebilmesi için haksız işgalde bulunan kişinin kötüniyetli olması gerekmektedir. Haksız işgalde bulunan kişinin herhangi bir hakka dayanmadan söz konusu malı işgal ettiğinin bilincinde olması gerekmektedir.

Haksız işgalde bulunan kişinin malın haksız olarak kullanıldığını bilmesi veya bilebilecek durumda olmaması durumda kötüniyetten bahsedilemez. Bir diğer deyişle haksız işgalde bulunan kişinin kötüniyetli kabul edilebilmesi için malı haksız bir biçimde kullandığının farkında olmalıdır ve bu ecrimisil davasının şartlarından biridir.

Zilyetlik süresinde kötüniyetli haksız zilyet iyiniyetli zilyet durumuna gelebileceği gibi kötüniyetli zilyet de iyi niyetli zilyet durumuna dönüşebilir. Bu durumda kötüniyetli zilyet dönemi ile ilgili ecrimisil tazminatı talep edilebilir.

C. Haksız İşgal sebebiyle Meydana Bir Zarar Gelmiş Olması Gerekmektedir

Ecrimisil bir diğer önemli şartı da işgal sebebiyle bir zarara uğratılmış olmasıdır. Zarar şekli çeşitlilik göstermekle beraber temel olarak üçe ayırabiliriz. Bunlar;

  • Malın kullanımı sebebiyle oluşan olağan yıpranmalar
  • Malın salt olarak kullanımı sebebiyle meydana gelen zararlar
  • Mal sahibinin mahrum kaldığı kar nedeniyle uğramış olduğu zarar

Zararın oluşup oluşmadığı da hak sahibinin yararlanma niyetine göre değerlendirilmektedir.

D. Zarar ile Haksız İşgal Arasında İlliyet Bağının Bulunması

Ecrimisil, haksız fiil niteliğinde bir tazminat türü olduğundan, zarar ile haksız işgal arasında nedensellik ilişkisi bulunmalıdır. Ortaya çıkan zarar, doğrudan haksız işgalin sonucu olmalıdır. Bu bağ kurulamadığı durumda ecrimisil talebi reddedilir.

 

III. ECRİMİSİL DAVASINI KİMLER AÇABİLİR?

Ecrimisil davası, haksız işgale maruz kalan ve mal üzerinde hak sahibi olan kişi tarafından açılabilir. Paydaşlık durumlarına göre şu şekilde sınıflandırılabilir:

A. Paylı Mülkiyette Ecrimisil Davası

Paydaşlardan biri veya birkaçı taşınmazı tek taraflı olarak kullanıyorsa, diğer paydaşlar haksız işgale uğramış sayılır ve ecrimisil talebinde bulunabilir. Ayrıca paydaş olmayan üçüncü kişilere karşı da bu dava açılabilir.

B. Elbirliği Mülkiyette Ecrimisil Davası

Elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan biri diğer ortakların rızası olmaksızın malı kullanıyorsa, diğer ortaklar ecrimisil talep edebilir. Yine üçüncü kişilere karşı da aynı şekilde dava açılabilir.

 

IV. ECRİMİSİL DAVASINDA ZAMANAŞIMI

Ecrimisil talepleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na göre zamanaşımına tabidir. Bu süre, zararın ve zilyedin öğrenilmesinden itibaren 5 yıldır. Süresi içinde talep edilmeyen ecrimisil hakları zamanaşımına uğrar.

Geriye doğru ecrimisil talep etme söz konusu olduğunda; bu talep ancak en fazla 5 yıl geriye doğru olacak şekilde istenebilir. Çünkü 5 yıldan daha geriye doğru bir süreyi kapsayan talepler zamanaşımı engeli ile karşılaşacaktır.

 

V. GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

 

A. Görevli Mahkeme

Ecrimisil davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir.

B. Yetkili Mahkeme

Ecrimisil tazminatı davasına bakmaya yetkili mahkeme ise, genel yetkili mahkeme olan davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Ecrimisil tazminatı davası, taşınmazlar açısından malın aynına ilişkin bir dava değildir. Bu nedenle ecrimisil tazminatı davası genel yetkili mahkemede görülmektedir.

 

VI. SONUÇ

Ecrimisil davası, mülkiyet hakkının fiili ihlallerine karşı başvurulan etkili bir hukuki yoldur. Yasal dayanağı doğrudan olmasa da, Yargıtay içtihatları ile şekillenmiş olan bu tazminat türü, özellikle taşınmazlar açısından önem arz etmektedir. Haksız işgalin, kötü niyetin ve zararın ispatı hâlinde, malik uğradığı kayıpları bu dava ile telafi etme imkânına sahiptir.

 

VII. YÜKSEK MAHKEME KARARLARI

İstanbul BAM 2. HD. T.24.10.2017 E.2017/997 K. 2017/1126

6098 sayılı Borçlar Kanunun 310/1. Maddesine göre; kira sözleşmesinin kurulmasından sonra kiralanan herhangi bir sebeple el değiştirirse, yeni malik kira sözleşmesinin tarafı olur. Söz konusu düzenleme, kiracıyı korumak amacıyla getirilmiş olup, eski malikle kiracı arasındaki anlaşmanın bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu kurala göre, kiralanan iktisabıyla, kira ilişkisi kiracı ve yeni malik arasında varlığını devam ettirecektir. Bu düzenleme doktrinde “SATIM KİRAYI BOZMAZ” ilkesi olarak adlandırılmaktadır. Dolayısıyla davalının dava konusu taşınmazı geçerli bir kira sözleşmesine istinaden kullanması durumunda haksız işgalden söz edilemez. Bir başka deyişle ortada hukuken geçerli bir kira ilişkisi bulunduğu durumlarda ecrimisil isteminin reddi gerekir.”

 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2020/720 E., 2021/802 K.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; yargısal uygulamada kullanımın aslî veya fer’i ya da dolaylı ve dolaysız biçimde gerçekleşmesinin mülkiyet hakkının korunmasında engel teşkil etmediği gibi, ecrimisil getirebilecek bir taşınmazda sürekli kullanım ve uzun süreli bir işgal iradesi ile tasarruf ve yararlanma hâlinin de ecrimisil tayini için yeterli olduğu, dosya kapsamında davacı tanığı …’ın ifadesinde dolgu ve düzeltmenin davalı tarafından yapıldığının belirtildiği, davalı işletmesine gelen araçların park edebileceği davalıya ait bir alanın bulunmadığı, müşterilerinin araçlarını başkasının taşınmazındaki bir alana park ettiğinin davalı tarafından bilinmediğinin kabul edilemeyeceği, bu konuda mülkiyet hakkı sahibinden değil karşı yanın gerekli dikkat ve özeni göstermesi, hakkı olmadığını belirlediği anda da bu yerden elini çekmesinin beklendiği, yasal düzenlemeler, yargısal uygulama ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde davalının davacının taşınmazına haksız olarak el attığı ve bu nedenle ecrimisille sorumlu tutulması gerektiğinden yerel mahkemenin direnme kararının yerinde olduğu, ecrimisil miktarının denetlenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.

 

İstanbul BAM 2. HD. 24.10.2017, E.2017/997, K.2017/1126
“…Kiracının malı geçerli bir kira sözleşmesine dayanarak kullanması hâlinde, haksız işgalden söz edilemez. ‘Satım kirayı bozmaz’ ilkesi uyarınca, mülkiyet el değiştirse bile kiracının hakkı devam eder…”

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2020/720 E., 2021/802 K.
“…Uzun süreli fiili kullanım ve tasarruf, mülkiyet hakkının ihlali anlamına gelir. Davalının, başka bir kişiye ait taşınmazı park alanı olarak kullandığını bilmemesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu nedenle ecrimisil talebi yerindedir…”

 

NOT: Bu yazımız, bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. İzinsiz paylaşılması halinde, hukuki süreç başlatılacaktır.

Dike Hukuk ile iletişime geçmek için:https://wa.me/905337608453

0 yorum var

Cevap Yaz

Tartışmaya katılmak mı istiyorsun?
Katkıda bulunmaktan çekinmeyin!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir