Etiket: MİRAS

MİRASTA DENKLEŞTİRME

Denkleştirme davası, Türk Medeni Kanunu madde 699 ile 675 arasında düzenlenmiştir. Denkleştirme, miras bırakının sağlığında yaptığı birtakım karşılıksız kazandırmaların mirasçılar arası dengeleri bozmasından dolayı bu kazandırmaların iadesi veya miras payından mahsup edilmesi ile mirasçılar arası dengenin tekrar sağlanması için var olan hukuki bir yoldur.

I-) DENKLEŞTİRMENİN ŞARTLARI

Miras bırakanın yaptığı her kazandırma denkleştirmeye tabi değildir. Yapılan kazandırmaların hangi amaçla, kimlere ve ne zaman yapıldığı denkleştirme bakımından büyük önem arz eder.

A-) Kazandırmanın Sağlar Arasında Yapılmış Olması

Bir kazandırmanın denkleştirmeye konu edilebilmesi için kazandırmanın sağlar arasında yapılmış olması gerekmektedir. Bu durumu daha da açıklığa kavuşturmak gerekirse miras bırakanın henüz hayattayken yaptığı kazandırmalar denkleştirmeye konu edilebilir.

B-) Kazandırmanın Karşılıksız Olması

Bir kazandırmanın denkleştirmeye konu edilebilmesi için kazandırmanın karşılıksız olması gerekmektedir. Şöyle ki yapılan kazandırma sonucunda miras bırakanın malvarlığında eksilme meydana gelirken kazandırmanın yapıldığı kişinin malvarlığında artış meydana gelmelidir. Her ne kadar karşılıksız kazandırma denildiğinde akla ilk gelen bağışlama olsa da karşılıksız kazandırma bağışlamadan ibaret değildir. Çeyiz, borçtan kurtarma, sermaye verilmesi gibi durumlar da karşılıksız kazandırmadır ve denkleştirmeye tabidir. Ancak Türk Medeni Kanunu madde 675’e göre olağan hediyeler ile evlenme sırasında yapılan geleneğe uygun tasarruflar denkleştirmeye tâbi değildir. Aynı şekilde Türk Medeni Kanunu madde 674’e göre çocuk için yapılan olağan eğitim masrafları da denkleştirmeye konu değildir.

C-) Kazandırmanın Yasal Mirasçının Lehine Olması

Kazandırmanın yasal mirasçı lehine yapılmış olması gerekmektedir. Yasal mirasçı sıfatına sahip olmayan atanmış mirasçının veya vasiyet alacaklıları denkleştirme talep edemez. Mirasçının denkleştirme talep etmesi için yasal mirasçı olması gerekmekte olup mirastan feragat, mirastan çıkarma gibi durumlarda mirasçı yasal mirasçı sıfatını kaybederse denkleştirme talep edemez.

D-) Kazandırma Miras Paylarına Mahsuben Yapılmış Olmalı

Türk Medeni Kanunu madde 699/2’de de yer aldığı üzere miras bırakanın alt soyu lehine yaptığı kazandırmalar, aksi miras bırakan tarafından açıkça belirtilmediği sürece, denkleştirmeye tabi olup, kazandırmanın miras payına mahsuben yapıldığı kabul edilir.

E-) Kazandırmanın Miras Bırakanın Malvarlığından Yapılmış Olması

Kazandırmanın miras bırakanın malvarlığından yapılmış olması gerekmektedir. Zira yapılan kazandırmanın miras bırakanın malvarlığında azalma meydana getirmesi gerekir ki bu da mirasçılar arasından dengenin bozulmasına sebebiyet verir ve bunun sonucunda denkleştirme ihtiyacı meydana gelir.

II-) DENKLEŞTİRMENİN TARAFLARI

A-) Denkleştirme Borçlusu

Denkleştirme borçlusu kural olarak yasal mirasçı sıfatına sahip olan ve denkleştirme konusu kazandırmayı almış olan kişidir. Yasal mirasçının yokluğu veya bütün mirasçıların mirastan çıkarılma, mirastan feragat ya da ret nedeniyle mirasçılık sıfatını kaybetmesi gibi hallerde denkleştirme borçlusu bulunmaz.

B-) Denkleştirme Alacaklısı

Denkleştirme alacaklısı, miras bırakan tarafından yapılan kazandırma sebebiyle miras hakkı zarara uğrayan yasal mirasçıdır. Bu mirasçının saklı pay sahibi mirasçılardan olması gerekmez.

III-) DENKLEŞTİRMEDE ZAMANAŞIMI

Denkleştirme davası, miras paylaştırılana kadar zamanaşımına tabi değildir ancak miras paylaştırılmış ise paylaştırma tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımına tabidir.

IV-) DENKLEŞTİRMEDE İSPAT YÜKÜ

Miras bırakanın sağlığında alt soyuna yaptığı ivazsız kazandırmalar aksi miras bırakan tarafından açıkça belirtilmediği sürece miras payından mahsup edilmiş sayılmakla beraber denkleştirmeye tabidir. Kazandırmanın miras payına mahsuben yapılmadığının, yani denkleştirmeye konu olmadığının ispatı; lehine kazandırma yapılan mirasçıya aittir.

V-) DENKLEŞTİRMEDE GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Her ne kadar kanunda görevli mahkeme açıkça belirtilmemişse de Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleri olarak belirlenmiştir. Yetkili mahkeme ise Türk Medeni Kanunu madde 576 uyarınca miras bırakanın son yerleşim yeridir.

VI-) YÜKSEK MAHKEME KARARLARI

“…Murisin çocukları için yaptığı eğitim ve öğretim giderleri mirasta denkleştirmeye tabi değildir. TMK’nın 674. maddesi gereğince “Çocukların eğitim ve öğrenimi için yapılan giderler sebebiyle geri verme yükümlülüğü, mirasbırakanın aksini arzu ettiği ispat edilmedikçe, ancak alışılmış ölçüleri aşan kısım için mevcuttur.” Madde metni aynı Kanun’un 669/2 maddesiyle birlikte değerlendirildiğinde murisin torunları için yaptığı eğitim ve öğrenim harcamaları denkleştirmeye tabi olduğu açıktır. Bu nedenle, murisin davalı ….’in üniversite öğrenimine yaptığı katkısı denkleştirmeye tabidir. Dolayısıyla, murisin katkı miktarı bulunarak terekeye iadesi gerekir. İade edilecek mal varlığı yönünden seçim hakkı davalınındır; ister aynen iade eder, isterse bedelini öder. Miras payının aşan kısmının davalıda kalması miras bırakanın iradesinden anlaşılıyorsa, aşan kısım için iade istenemez. Denkleştirme, denkleştirme anındaki değere göre yapılır. Denkleştirmede sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır. Islah olmadıkça ya da terditli dava açılmamışsa kendiliğinden tenkis davasına dönüşmez…” (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, E. 2016/612, K. 2016/5950)

“…Mirasta denkleştirme davalarında, sadece yasal mirasçı aleyhine denkleştirme talebinde bulunulabilir, yasal mirasçı olmayanlara yapılan kazandırma denkleştirmeye tabi değildir. Miras bırakandan sağlar arası kazandırma olmalıdır. Ölüme bağlı tasarrufla yapılan kazandırma denkleştirmeye tabi değildir. Kazandırma karşılıksız olmalıdır. Kazandırma, miras payına mahsuben (iadeye tabi olarak) yapılmalıdır. Bağış amaçlı yapılan kazandırmalar denkleştirmeye (iadeye) tabi değildir, bu nedenle miras bırakanın bağış amacının olup-olmadığı ayrıntısıyla araştırılmalıdır. İade, terekeye yapılır, davacı mirasçının miras payı oranında iade yapılmaz. Altsoya yapılan kazandırma aksi miras bırakan tarafından açıkça belirtilmemişse karine olarak denkleştirmeye (iadeye) tabidir. Altsoya yapılan sağlar arası kazandırmanın denkleştirmeye tabi olmadığını davalı (altsoy) ispatlamalıdır. Altsoy dışındaki yasal mirasçılara yapılan kazandırma, karine olarak denkleştirmeye (iadeye) tabi değildir. Altsoy dışındaki yasal mirasçıya yapılan kazandırmanın Denkleştirmeye (iadeye) tabi olduğunu davacı ispatlamalıdır. Miras bırakanın iradesinin denkleştirmeye (iadeye) tabi olup olmadığının ispatı şekle tabi değildir, her türlü delille ispatlanabilir. İade edilecek mal varlığı yönünden seçim hakkı davalınındır; ister aynen iade eder, isterse bedelini öder. Miras payının aşan kısmının davalıda kalması miras bırakanın iradesinden anlaşılıyorsa, aşan kısım için iade istenemez. Denkleştirme, denkleştirme anındaki değere göre yapılır. Denkleştirmede sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır. Islah olmadıkça ya da terditli dava açılmamışsa kendiliğinden tenkis davasına dönüşmez…” (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, E. 2016/9034, K. 2019/3584)

Av. Hüsna GÜNDÜZ

NOT: Bu yazımız, bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. İzinsiz paylaşılması halinde, hukuki süreç başlatılacaktır. 

Dike Hukuk ile iletişime geçmek için: https://wa.me/905337608453

MİRASÇILIK BELGESİ (VERASET İLAMI) NEDİR?

Murisin mirasçılarını ve miras pay oranlarının bilinmesi hem mirasçılar hem murisin alacakları için önemlidir. Miras intikal işlemlerini gerçekleştirilebilmesi için de mirasçıları ve k miras paylarını gösteren bir belge yani mirasçılık belgesi (veraset ilamı) edilnilmesi gerekmektedir.

I-) MİRASÇILIK BELGESİ (VERASET İLAMI) NEDİR?

Miras, miras bırakanın vefat etmesiyle başka bir işleme gerek kalmaksızın mirasçılara geçer. Mirasın geçmesi mirasçılık belgesi alınmasına bağlı değildir. Ancak mirasçılık belgesi mirasçıların, mirasçılık sıfatlarını ve miras oranlarını net bir şekilde göstermesi sebebiyle miras intikali gibi işlemlerin yapılması için gerekli olan bir belgedir.

Bu belge, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun m.598 hükmünde “Başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir. Mirasçı atamaya veya vasiyete ilişkin ölüme bağlı tasarrufa mirasçılar veya başka vasiyet alacaklıları tarafından kendilerine bildirilmesinden başlayarak bir ay içinde itiraz edilmedikçe, lehine tasarrufta bulunulan kimseye, sulh mahkemesince atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı olduğunu gösteren bir belge verilir. Mirasçılık belgesinin geçersizliği her zaman ileri sürülebilir. Ölüme bağlı tasarrufun iptaline ilişkin dava hakkı saklıdır” şeklinde düzenlenmiştir.

II-) KİMLER MİRASÇILIK BELGESİ (VERASET İLAMI) ALABİLİR?

Yasal ve atanmış mirasçıların her biri tek başına mirasçılık belgesi alabilir. Bir mirasçının mirasçılık belgesi alması için diğer mirasçıların da talebinin veya onayının bulunması aranmamaktadır.

Ayrıca murisin alacaklıları da bu belge için başvuruda bulunabilir. Murisin alacaklılarının mirasçılık belgesi talep edebilmesi için öncelikle ilgili icra müdürlüğünden yetki almaları gerekmektedir. Benzer şekilde muris aleyhine dava açmış davacılar da mahkemeden yetki aldıktan sonra mirasçılık belgesi talep edebilir.

III-) MİRASÇILIK BELGESİ (VERASET İLAMI) NEREDEN ALINIR?

A-) NOTER

Mirasçılar bu belgeyi noterden alabilirler. Belgenin noterden alınması, mahkemeden alınmasına göre çok daha hızlı bir yoldur. Ancak noterler bazı hallerde mirasçılık belgesi vermemektedir. Aşağıda bir kısmını belirttiğimiz böyle durumlarda mirasçılık belgesi almak isteyen mirasçıların mahkemeye başvurması gerekmektedir:

  1. Mirasçılık belgesi talep eden mirasçı ile miras bırakan arasındaki mirasçılık durumunun tespit edilememesi
  2. Nüfus kayıtlarında çelişkilerin olması
  3. Mirasçılık belgesi talep eden mirasçının ya da mirasçılardan bazılarının yabancı olması, mavi kartlı olması
  4. Murisin vasiyetname yapmış olması
  5. Mirasçılardan birinin veya birkaçının ölüm riski taşıyacak şekilde kayıp olması
  6. Mirasçılardan birinin veya birkaçının ölüm tarihinin tespit edilememesi

Belgeyi noterden almak isteyen mirasçının bazı belgeleri notere sunması gerekmektedir. Bu belgeler şunlardır:

  1. Murisin ölüm Belgesi (muris yurtdışında ölmüşse ölüm belgesinin tercüme edilmesi ve apostile şerhi alınması gerekmektedir)
  2. Nüfus kayıt örneği
  3. Nüfus cüzdanı fotokopisi
  4. Mirasçılık belgesi talep ettiğine ilişkin dilekçe

B-) MAHKEME

Mirasçılık belgesi, mirasçılardan birinin veya miras bırakanın son yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesinden talep edilebilir. Bu durumda yukarıda notere sunulması gerektiğini belirttiğimiz belgelerin mahkeme dosyasına sunulması gerekmektedir.

IV-) MİRASÇILIK BELGESİ (VERASET İLAMI) İPTAL EDİLEBİLİR Mİ?

Mirasçıları ve miras paylarını gösteren bu belge, aksi kanıtlanmadığı sürece murisin mirasçılarını ve mirasçıların miras paylarını gösteren resmi bir belgedir. Bu belgenin aksinin ispatı ve iptali mümkündür.

A-) HANGİ DURUMLARDA İPTAL DAVASI AÇILABİLİR?

Mirasçılık belgesinin gerçek durumu yansıtmaması yani eksik veya yanlış olması durumunda mirasçılık belgesinin iptali için dava açılabilir.

B-) İPTAL DAVASI İÇİN GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME HANGİ MAHKEMEDİR?

Mirasçılık belgesine itiraz etmek isteyen mirasçı, kendi yerleşim yeri asliye hukuk mahkemesinde dava açabilir. Bu davanın diğer mirasçılara karşı açılması gerekmektedir.

C-) İPTAL DAVASI İÇİN SÜRE VAR MI?

Bu belgenin iptaline ilişkin davanın bir süresi yoktur, bu dava her zaman açılabilir.

V-) İLGİLİ YARGI KARARLARI

Mirasçılık belgesinin iptali davalarında ise, mirasçılar arasında zorunlu arkadaşlık bulunmaktadır. Dava sonucunda verilecek hükümle hukuksal durumları etkilenebileceğinden bu tür davalarda iptali istenilen mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilen kişiler ile, ölmüşlerse bunların mirasçılarının davada taraf olmaları zorunludur. Taraf koşulu kamu düzenine ilişkin olup taraflarca öne sürülmese dahi mahkemelerce kendiliğinden incelenmesi gerekir. Bu tür davalarda da miras bırakanın mirasçılarını tespit etmek ve mirasçıların miras paylarını belirlemek hakimin görevidir ve re’sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir.”(Yargıtay 7. HD., E. 2021/3306 K. 2021/3021 T. 22.11.2021)

Davacı vekilinin vasiyet sonrası vekil edenine kalan taşınmazların ve bankalardaki paraların intikalini yaptırabilmek için vekil edeninin vasiyet alacaklısı olduğunu gösterir belge istediği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca mahkemece “çoğun içinde azı da vardır” ilkesi uyarınca istemin vasiyet alacaklısı belgesi verilmesi olduğu benimsenerek davacının muayyen mal vasiyet alacaklısı olduğuna ilişkin belge verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur.” (Yargıtay 8. HD., E. 2013/4025 K. 2013/15400 T. 30.10.2013)

Mirasçılık belgesi ve intikal işlemlerine dair sorularınızı danışmak için iletişim formunu doldurarak veya telefonla bize ulaşabilirsiniz.

NOT: Bu yazımız, bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. İzinsiz paylaşılması halinde, hukuki süreç başlatılacaktır.

Dike Hukuk ile iletişime geçmek için: https://wa.me/905337608453


REDDİ MİRAS NEDİR VE NASIL YAPILIR ?

I-) REDDİ MİRAS NEDİR?

Reddi miras, çoğu zaman borca batık ( pasifi aktifinden fazla olan ) tereke ( murisin bıraktığı malvarlığının tamamı) sebebi ile tercih edilen bir yoldur. Reddi miras, mirasçının mirası reddedip terekenin mallarından herhangi bir şey almamasını, borçlarından da sorumlu tutulmamasını sağlar.

Tabi ki de reddi mirasın manevi sebepleri de olabilmektedir.

Mirası reddetme hakkı 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 605. maddesi ile düzenlenmiştir. Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilir.

Reddi miras halinde miras intikal etmeye devam eder; mirası reddeden sadece kendi adına reddetmiş sayılır.

Burada değindiğimiz husus mirasın gerçek reddidir. Miras bırakanın ölümüyle birlikte borçlarını ödemekten aciz durumda olduğu açıkça belli veyahut miras bırakanın borçlarını ödemeden aczinin resmen tespit edilmiş olması durumlarında karşımıza mirasın hükmen reddi durumu çıkmaktadır. Hükmen ret durumunda  mirasçıların hiçbir şey yapmasına gerek kalmadan mirasçıların mirası reddettiği kabul edilir ve ona göre işlem yapılır. Çünkü tereke borca batıktır, bu sebeple böyle bir durumda miras reddedilmiş sayılır.

 

II-) REDDİ MİRAS NASIL YAPILIR?

Reddi miras TMK m. 609/4 gereği, mirasın açıldığı yer (murisin yerleşim yeri) Sulh Hukuk Mahkemesine sözlü veya yazılı beyan şeklinde yapılır. Burada en önemli husus şudur; reddi miras işlemi noterden yapılmaz. Mutlaka yetkili ve görevli mahkemeye başvurulmalıdır.

III-) REDDİ MİRAS YAPMA SÜRESİ NEDİR ?

 Reddi miras talebinde bulunmanın  süresi ölümün öğrenildiği tarihten itibaren kural olarak 3 aydır. Bu süre hak düşürücü bir süredir.

IV-) REDDİ MİRAS İÇİN GEREKLİ BELGELER

Reddi miras yapabilmek için sulh hukuk mahkemesinden veya noterden alınan veraset ilamı belgesinin aslı ile  imzalı reddi miras dilekçesi gerekir. Bu belgelerin murisin yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesine sunulması gerekmektedir.

NOT: Bu yazımız, bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. İzinsiz paylaşılması halinde, hukuki süreç başlatılacaktır.

Dike Hukuk ile iletişime geçmek için: https://wa.me/905337608453


I