Etiket: NAFAKA

NAFAKA ARTIRIM DAVASI

I-) NEDİR?

Nafaka; boşanma sonucu veya ayrı yaşama durumunda, geçim konusunda yardım etme yükümlülüğü bulunan tarafça çocukların bakımını üstlenen tarafa ödendir. Nafaka türleri genellikle yoksulluk nafakası, iştirak (çocuk) nafakası ve tedbir nafakası olarak sınıflandırılır. Nafaka aratırım davası ise mevcut nafakanın, tarafların ekonomik koşullarındaki değişiklikler nedeniyle artırılması talebiyle açılan bir dava türüdür ve özellikle nafaka alacaklısının haklarının korunmasını amaçlar.

II-) HANGİ DURUMLARDA AÇILIR?

Nafaka arıtırım davaları özellikle şu durumlarda açılabilir:

– Enflasyon ve Ekonomik Zorluklar: Ekonomik koşulların kötüleşmesi ve paranın alım gücünün düşmesi nedeniyle yaşam maliyetinin artması,

– Maddi Koşullardaki Değişiklikler: Nafaka alacaklısının geçim sıkıntısı yaşaması veya nafaka yükümlüsünün gelirinde önemli artış olması,

– Çocukların İhtiyaçları: Çocukların eğitim ve sağlık gibi ihtiyaçlarının artışı veya değişimi,

III-) TÜRLERİNE GÖRE NAFAKA ARTIŞ DURUMU

Evliliğin bitmesiyle beraber eşler -koşullar ve şartlar değerlendirilerek- birbirlerine karşı nafaka sorumluluğu altına girerler. Bu nafaka türleri iştirak nafakası, yoksulluk nafakası veya tedbir nafakası olabilir. Her bir nafaka türü için de nafaka artırım davası açılabilir.

A-) İştirak Nafakası Artırım Davası

Türk Medeni Kanunu m. 182/3 uyarınca velayeti kendisine verilmeyen eş, çocukla kişisel ilişkilerini düzenlemek maksadıyla çocuğun eğitim, sağlık ve sosyal yaşam vs. menfaatlerini gözetmelidir. Velayete sahip olmayan eş, gücü ölçüsünde çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katkıda bulunmalıdır. Değişen şartlar neticesinde velayete sahip olan eş, ödenen iştirak nafakasının artırımını talep edebilir. Velayete sahip olan eş iştirak nafakasının artırımını talep ederken değişen şart ve koşulları somut bir şekilde belirtmeli ve ilgili delilleri mahkemeye sunmalıdır.

B-) Yoksulluk Nafakası Artırım Davası

Yoksulluk nafakası, boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek taraf daha az kusurluysa diğer tarafın nafaka ödemesi demektir. Paranın değerinde ve tarafların ekonomik durumlarında meydana gelen değişimler, yoksulluk nafakası artırım davasının açılmasına sebep olabilir.

C-) Tedbir Nafakası Artırım Davası

Tedbir nafakası da yukarıda saydığımız diğer nafaka türleri gibi Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş bir nafaka çeşididir. Tedbir nafakası için de nafaka artırım davası açılabilir ancak bu nafaka türü, diğer nafakalardan farklı olarak evlilik birliğinin devam ettiği süre içinde talep edilebilir. Uygulamada tedbir nafakası boşanma davası devam ettiği sürece geçici olarak verilir. Tedbir nafakasıyla ilgili bir diğer önemli husus, bu nafakada kusur incelemesi yapılmaz. Eşler birlikte yaşasın ya da yaşamasın, kusur dağılımına bakılmaksızın, evlilik birliği devam ederken ve boşanma sürecinde tedbir nafakası talep edilebilir.

Tedbir nafakası nafaka artırım davasının konusu olabilir ancak bu nafaka, talep eden eşe toplu bir şekilde ödenmişse nafaka artırım davasına konu edilemez.

IV-) DAVA AŞAMASI

A-) Başvuru Süreci

1-) Hazırlık

Başvurunun yapılabilmesi için tarafların nafaka miktarının ayarlanmasına neden olabilecek değişiklikleri somut delillerle desteklemesi gerekir. Bunlar maaş bordroları, başka gelir belgeleri, gider faturaları gibi belgeler olabilir. Nafaka artırım davasında herhangi bir hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi bulunmamaktadır. Nafaka alan eş koşullar bulunduğu sürece nafaka artırım davası açabilir. Nafaka artırım davasının reddedilmesi halinde tekrar nafaka davası açılması da mümkündür.

2-) Görevli ve Yetkili Mahkeme

Nafaka artırım davalarında görevli mahkeme aile mahkemesi, yetkili mahkeme ise nafaka alacaklısının ikametgah bölgesinde bulunan aile mahkemesidir.

3-) Dava Açma

İlgili kişinin ikametgahındaki aile mahkemesine bir dava dilekçesi ile başvuru yapılır. Dilekçede talepte bulunan tarafın mevcut ekonomi durumu ve maddi koşullardaki değişiklikleri detaylıca belirtmesi gerekir.

4-) Davanın Görülmesi

Mahkeme tarafların yaşam koşullarını inceler, delilleri değerlendirir ve yeni nafaka miktarını belirler.

5-) Karar

Mahkeme, deliller ışığında mevcut nafakanın artırılmasına veya aynı kalmasına karar verir. İstenen yeni nafaka tutarı, mahkemenin takdiri doğrultusunda şekillenir.

6-) Önemli Hususlar

– Değişikliklerin Kanıtlanması: Söz konusu ekonomik değişikliklerin belgelendirilmesi oldukça önemlidir.

– Her İki Tarafın Mali Durumu: Mahkeme her iki tarafın ekonomik durumunu dikkate alarak adil bir karar vermeye çalışır.

– Reddetme ve İtiraz Hakkı: Nafaka yükümlüsü arıtırım talebine itiraz edebilir ve yeniden değerlendirme isteyebilir.

7-) Anlaşmalı Boşanmalarda Nafaka Artırım Davası

Anlaşmalı boşanmalarda eşler nafaka verilip verilmeyeceğine veya ne kadar nafaka verileceğine önceden bir protokol şeklinde karar verir. Ancak süreç içerisinde enflasyon, tarafların maddi durumlarındaki değişiklik veya ihtiyaçların şekil değiştirmesi gibi sebeplerle anlaşmalı boşanma durumunda da nafaka artırım davası açılabilmektedir.

NOT: Nafaka artırım davasına karşı, davalının karşı dava açıp haklarını koruması söz konusu olabilir. Nafaka artırım davasına karşı açılmış olan karşı davada da hukuki nedenler ve deliller somut bir şekilde ortaya konmalıdır. Karşı dava açan davalı nafakanın arıtımına itiraz edebilir, nafakanın kaldırılmasını veya indirilmesini talep edebilir.

V-) YÜKSEK MAHKEME KARARLARI

“…TMK`nın 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır…” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, E. 2016/11305, K. 2016/11631)

“…Her ne kadar davacı anne boşanma davasından sonra çalışmaya başlamış ise de en son nafaka artırım davasının üzerinden 5 yıl geçmesi, çocuğun ihtiyaçlarının artması nazara alındığında, yıllık enflasyon oranındaki artışın müşterek çocuğun ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz olduğu açıktır. O halde davacı annenin katkısı ve müşterek çocuğun artan ihtiyaçları nazara alınarak TMK’nın 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre uygun bir nafaka artına karar verilmesi gerekirken, nafaka artış talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir…” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, E. 2014/7240, K. 2014/15733)

Av. Hüsna GÜNDÜZ

NOT: Bu yazımız, bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. İzinsiz paylaşılması halinde, hukuki süreç başlatılacaktır. 

Dike Hukuk ile iletişime geçmek için: https://wa.me/905337608453

NAFAKANIN KALDIRILMASI DAVASI NEDİR ?

Nafaka, nafaka yükümlüsü ve nafaka alacaklısının sosyal ve ekonomik durumuna  göre belirlenecek olan bir aylıktır. Nafaka yükümlüsü, mahkeme tarafından takdir edilen nafakaya karşı nafakanın kaldırılması adına  dava açma hakkına sahiptir. Dava sonucunda eğer ilgili şartlar sağlanmışsa varsa hakim nafakanın kaldırılmasına karar verecektir.  Duruma göre hakim nafakanın azaltılmasına da karar verebilir. Yine bir başka durum olarak tarafların ekonomik durumlarında oluşan farklılıklara göre nafaka alacaklısı da nafakanın artırılması davası açabilecektir.

I-) NAFAKA TÜRLERİ NELERDİR ?

Nafaka türleri kendi arasında kime ödendiğine veya hangi süre ile ödendiğine göre çeşitli gruplara ayrılabilir. Nafaka türlerini genel olarak 3 başlık altında sınıflandırabiliriz.

A-) Yoksulluk Nafakası

Boşanma sebebi ile, yoksulluğa düşecek olan eşin diğer eşten geçimini ve devam ettirdiği yaşantısının sürekliliğini sağlama amacıyla isteyebileceği nafaka türüdür. Yani boşanmada kusurlu eşin boşanma sebebi ile diğer eşe ödediği nafaka türüdür.

B-) İştirak Nafakası

İştirak nafakası çocukların sahip olduğu nafakadır. Boşanma sonucunda velayetin verilmediği eşin, çocuğunun bakım ve eğitim giderleri için kendi gücü oranında çocuğuna vermiş olduğu nafaka çeşididir.

C-) Tedbir Nafakası

Tedbir nafakası geçici bir önlem teşkil etmektedir, boşanma davası sırasında veya boşanma davası öncesinde istenebilen, özellikle eşlerin barınma, geçinme ve çocuklarının bakım ve giderlerini karşılamaları amacıyla bağlanan nafakadır.

Aşağıda anlattığımız hususlar esasen Yoksulluk Nafakasının kaldırılması davasını şartlarını anlatan hususlardır. Tedbir nafakası özelliği sebebi ile geçici bir nafaka olduğu için hüküm ile beraber ya kendiliğinden kalkar ya da Yoksulluk Nafakasına dönüşür. İştirak nafakasının kaldırılması davasının şartları ise başka bir yazımızın konusu  olacaktır.

II-) NAFAKANIN KALDIRILMASI DAVASININ ŞARTLARI NELERDİR ?

Yoksulluk nafakası; boşanmanın eşlerle ilgili mali sonuçlarından biri olup, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 175. Maddesinde: “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.

Yoksulluk nafakası talep edebilmenin ilk şartı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşmüş olmaktır.

 Yargıtayın yerleşik içtihatlarında da kabul edilen görüşe göre yoksulluk nafakası alan eşin yoksulluk durumunun daha sonradan kalkması halinde yoksulluk nafakasının kaldırılması talepli davanın kabul edilmesi gerekir.

Yoksulluk nafakasının kaldırılması talepli davalarda aranan bir diğer husus ise nafaka borçlusunun maddi durumunun kötüye gitmesidir.

Esasen nafakanın kaldırılması davası TMK’nin 176. Maddesinin 3. Fıkrasında düzenlenmiştir.

“Madde 176- Maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine

göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Manevî tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez. İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi  ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar;

alacaklı tarafın evlenme  olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/17419 Esas, 2016/2787 Karar,  29.02.2016 Tarih

TMK 176/3 maddesine göre; “irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Somut olayda; tarafların … Aile Mahkemesinin … tarihinde tarafların boşanmalarına ve davalı lehine 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ve karar 03.02.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Yargılama sırasında kolluk marifetiyle yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında davalının .. adlı şahıs ile yaşadığı ve geçimini …’nın sağladığı, davalının nüfus kayıt örneğinde .. adlı çocuğunun … tarafından tanındığı tespit edilmiştir. Öyle ise mahkemece; somut olayda, TMK.’nun 176/3 maddesinde ifadesini bulan “evlilik dışı birlikte yaşama” olgusunun gerçekleştiği gözetilip, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

 Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.”

Burada görüleceği üzere kanun koyucu tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde nafakanın azaltılabileceğini hüküm altına almıştır.

Alacaklı tarafın evlenme  olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde ise mahkeme kararıyla kaldırılır.  Yukarıda değindiğimiz şartlar var ise nafakanın tamamen kaldırılması  söz konusu olacaktır.

III-) YETKİLİ MAHKEME HANGİSİDİR ?

Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.

IV-) GÖREVLİ MAHKEME HANGİSİDİR ?

Nafakanın kaldırılmasına ilişkin davalarda görevli mahkeme aile mahkemeleridir. Aile mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde, aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemeleri görevlidir.

NOT: Bu yazımız, bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. İzinsiz paylaşılması halinde, hukuki süreç başlatılacaktır.

Dike Hukuk ile iletişime geçmek için: https://wa.me/905337608453